Bu Blogda Ara

22 Mart 2018 Perşembe

Ekşi Maya :)



Öncelikle bana kendi maya mı yapmamda cesaretlendiren Komşum Aylin'e , tüm çılgınlıklarıma göz yumarak benden desteğini hiç esirgemeyen sevgili eşime sonsuz teşekkürlerimi sunmak isterim :)

Şu an 6 ayını doldurmuş ve giderek kuvvetlenen bir maya annesiyim . Annesiyim diyorum çünkü maya yaşayan , yemek isteyen , bakım bekleyen canlı bir organizma aslında .... Bundan dolayı mayayı 3 yada 4 günde bir beslemeli ve ona sevgi göstermelisiniz :) .İşin sırrı her gün aynı saate mayayı beslemek ve mayanın yarısını ayırıp , ayırdığınız kadar maya ağırlığının yarısı su yarısı un olacak şekilde beslemek . Hepsi bu kadar :)

Korkmayın ve kolları sıvayın hadi , sonunda sağlıklı harika ekmeklere sahip olacağız ;

1.gün : 






100 gr un
100 ml oda sıcaklığında su

işe öncelikle tüm malzemeyi iyice karıştırmakla başlıyoruz. Karışımın üzerini nemli bez ile örtüp mutfağın rüzgar almayan bir yerinde beklemeye bırakıyoruz. İlk gün için yapılacak sadece budar :)

2.gün : 



Mayamızı sadece gözlüyoruz .Maya üzerinde bir miktar sıvı gözleyebilirsiniz . . Maya üzerinde bir renk değişimi olabilir , sakin endişelenmeyin , her şey olması gerektiği gibi ilerliyor :)  . Maya üzerinde sıvı birikmesi var ise karışım iyice homojen bir hal alana kadar karıştırıyoruz ve üzerini nemli bir bez ile kapatıp beklemeye bırakıyoruz .

3.gün : 






Bugün mayamıza baktığımızda mayada biraz kabarma olması ve üzerinde de kabuk bağladığını görmemiz gerekiyor. Maya bu durumda ise yararlı bakteriler işini iyi yapıyor demektir. Bu durumda mayamızın besine ihtiyacı olacaktır .

Mayanın yarısını döküp ki kalan kısım yaklaşık 100 gr olmalı , kalan yarının içine  50 gr un , 50 ml su ekleyip karışım pürüzsüz olana kadar karıştırıyoruz , daha sonra  mayanın üzerini nemli bez ile kapatıp ,dinlenmeye bırakıyoruz.

Bu ilk beslemeden sonra artık mayamızı her gün düzenli olarak beslemeniz gerekecek .

4.gün : 



Maya artık kuvvetlenmeye ve daha çok tepki vermeye başlayacak . Bugün de aynı şekilde mayanın yarısını atıp kalan yarısına 50 gr un , 50 ml su ekleyip, iyice karıştırıyoruz. Daha sonra  mayayı dinlenmeye bırakıyoruz.Kalan kısım hep 100 gr olmalı ve toplamda hep 200 gr maya elde etmeliyiz.
Maya yapmanın matematiği diyorum ben buna kısaca :)

5.gün ve 9. gün arası : 




Mayayı 4. , 5. ,6 . , 7. , 8. , ve  9. gün aynı şekilde beslemeye devam ediyoruz. Yani, mayanın yarısını atıp kalan yarısına 50 gr un , 50 ml su ekleyip iyice karıştırıyoruz.

10.gün :




Artık maya  kullanıma hazır . Ekşi kokusu ve köpüklü görünüşü ile hadi ekmek yapalım der gibi :)

toplamda 200 gr maya var artık elimizde . Ekmek yapmak için her seferinde 200 gr maya kullanacağımız için mayayı çoğaltmalı ve bir sonraki beslenmeye kadar dolaba kaldırmalıyız.

Yazıldığı kadar zor bir şey değil aslında yapacağımız  . 200 gr mayaya 100 gr un , 100 gr su ekleyerek elimizdeki mayayı 400 gr çıkarmış olacağız .

Her zaman ki gibi tüm malzemeyi iyice karıştırdık mı işimiz tamamdır.

Elde ettiğimiz mayayı ağzı kapaklı cam bir kaba koyup dolapta dinlenmeye bırakıyoruz . Cam kabın boyutu biraz büyük olursa iyi olur . Çünkü maya soğuk ortamda da fermente olmaya devam edecek ve büyüyecektir.

Mayayı 3 yada 4 günde bir beslemek gerekli . Aksi taktirde maya aç kalacak ve ölecektir.

Mayanız ile mutlu günler dilerim :)











16 Mart 2018 Cuma

Çikolatalı Puding





Bizim evin çikolata hallerinden bir tarif var bugün sırada . Hem canım oğlum hem de canım eşimin çok sevdiği ve eve ne zaman süt alsam gözümün içine bakarak çikolata ve süt diye sevindikleri tarif :)

E ne duruyoruz , hadi mutfağa :)

işte tarifimiz :

1,5 lt süt
1 yumurta
135 gr şeker
60 gr kakao
90 gr tam buğday unu
150 gr bitter çikolata
20 gr tereyağı

Çikolata ve tereyağı hariç tüm malzemeyi bir tencere alıp orta hararetli bir ocakta kaynayana kadar karıştırarak pişiriyoruz. En son karışım koyulaşmaya başladığında içine çikolatayı ve tereyağı ekleyip bir taşım daha kaynattıktan sonra ocağı kapatıyoruz.

Aslında buraya kadar bir zorluğu yok bu tarifin . Asıl zorluk puding soğuyana kadar karıştırmak ki üstü kaymak tutmasın :) Ama benim için kaymak tutmasının bir önemi yok diyor iseniz , istediğiniz büyüklükte kaplara doldurarak önce oda ısısına gelene kadar bekletip sonra dolaba kaldırabilirsiniz .

Soğuduktan sonra afiyet ile tüketebilirsiniz :) Benden söylemesi ev ahalisi  buzdolabına abone olacak...

Afiyet Olsun :)



26 Şubat 2018 Pazartesi

Elma Sosu :)







Elmanın her halini çok severim . Reçel , tart ,pişmiş ,pişmemiş nasıl olursa olsun her şekilde itina ile tüketilir. Ancak etlerin yanında sos olarak hiç denememiştim :) Birden gözümün önüne nasıl olur elma ve et yan yana dediğiniz geldi :) Ön yargı yapmayın lütfen ve deneyin bu sosu . Sonuç süper olacak emin olun ...

İşte tarifimiz :)

10 adet elma
1 adet limon kabuğu rendesi
4 yemek kaşığı limon suyu
2 adet çubuk tarçın
6 adet karanfil
1/4 su bardağı esmer şeker
1/4 fincan beyaz şeker
1 su bardağı su
1/2 çay kaşığı tuz

Elmaların kabuklarını soyup , çekirdeklerini temizliyoruz. Tencereye limon suyu ve 1 su bardağı suyu ekleyip elmaları da tencereye ekliyoruz. Pişene kadar kısık ateşte kaynattığımız elmaları püre haline getirip tuz, şeker ,tarçın ve karanfili de ekleyip şeker eriyip sos kıvam kazanan kadar kısık ateşte yarım saat kadar pişiriyoruz. Arada karıştırmayı ihmal etmeyin sakın :)

Sos hazır olduğunda soğumaya bırakıp sonra kavanozlarda  2 hafta kadar dolapta saklayabilirsiniz .

Sosu tavuk ve ızgara etlerin yanında kullanmanızı öneririm . Yoğurtla birlikte tüketebilir hatta kahvaltıda elma reçeli niyetine bile tüketebilirsiniz :)

Oldukça keyifli ve çok yönlü bir tarif ...

Afiyet olsun :)


24 Ocak 2018 Çarşamba

Yanık cheesecake ( San Sabestian da diyorlar ) :)




 Bu günlerde sıklıkla duyduğum ve konu cheesecake olunca merak ettiğim bir tarifti bu .Hafta sonu boş vaktim olunca malzemeleri de elde etmek kolay olunca yapmaktan başka bir seçenek kalmadı benim için :) Gerçi konu mutfak ve yeni bir şey denemek olunca ben çok heyecan duyup hemen soluğu tezgah başında alıyorum genelde .

Son günlerin çok moda bir tarifi bu . Yapması da bir o kadar kolay . E hadi ne duruyoruz ;

İşte Tarifimiz :

900 gr krem peynir
400 ml krema
375 gr pudra şekeri
1 çimdik tuz
30 gr un
5 çok büyük yumurta ( x large olanlardan :) )

Krem peynir ve pudra şekerini mikser yardımı ile iyice çırpıyoruz. Yavaş yavaş kremayı ekleyip orta hızda çırpmaya devam ediyoruz. Yumurtaları teker teker ekleyip karışıma iyice yediriyoruz. En son un ve tuzu karışıma ekleyip homojen bir karışım elde edene kadar karıştırıyoruz.

Kelepçeli kalıbı iyice yağlayıp , içine yağlı kağıt ile kaplıyoruz. Yağlı kağıdı da kalıp gibi yağlamayı ihmal etmeyin lütfen :)

Hazırladığımız karışımı yağlı kağıt içine boşaltıp , önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında 40 dakika pişiriyoruz  . Eğer fırın çok güçlü ise ve cheesecake üzeri hızlı kızardı ise dereceyi düşürebilirsiniz. Birkaç denemeden sonra emin olun uzmanlık kazanacaksınız pişirmede :)

Pişen cheesecake in üzeri tıpkı kazandibi gibi yanmış olacak :)

Keki fırından çıkarıp oda sıcaklığında 45 dakika kadar dinlendiriyoruz. Dinlenen keki kalıptan çıkarıp dolapta muhafaza edebilirsiniz .

Afiyet Olsun :)





3 Ocak 2018 Çarşamba

Patlıcanı ve mısır unlu çörek :)









Ekmek desem ekmek değil , kek desem kek değil . Ama harika mı harika lezzette bir tarif bu . Yapması çok ama çok kolay ve pratik . Haydı kolları sıvayıp doğru mutfağa :)

İşte Tarifimiz :

2 adet patlıcan
1 adet soğan
1 adet domates
1 yemek kaşığı zeytinyağı
1 su bardağı ceviz içi
2 su bardağı mısır unu
2 su bardağı un

3 adet yumurta
100 ml zeytinyağı
1 su bardağı yoğurt
1 paket kabartma tozu
tuz
karabiber
kuru nane
kuru kekik
kişniş

Üzeri için :
susam
çörek otu

Patlıcan ve soğanı küp küp doğramak ile işe başlıyoruz. 1 yemek kaşığı zeytinyağı koyduğumuz tencereye önce soğanı sonra patlıcanları koyup kavurmaya başlıyoruz. Diğer tarafta domatesleri de küp küp doğruyoruz. Soğan ve patlıcanlar sotelenir iken domatesleri de tencereye ekliyoruz.
Diğer tarafta yumurtayı kaba alıp çırpıyoruz , yoğurt ve zeytinyağı ekliyoruz. Bu karışıma sıra ile kuru malzemeleri ekleyip bir hamur elde ediyoruz.

Sotelediğimiz sebzelerin içine cevizi ekleyip , bu karışımı hamur ile karıştırıp , yağladığımız borcam kalıbına yayıyoruz. Üzerine susam ve çörek otu ile süsleyip , önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında
30 dakika kadar pişiriyoruz.






Afiyet olsun  :)






31 Ekim 2017 Salı

Makarna soslarının padişahı pesto sos :)



Kadim dostlarımız akşam yemeğe gelmek istediğinde taze makarna yapmaya karar verdik . Makarna deyince de aklımıza ilk gelen sos pesto sos oldu tabi ki . Fesleğen giren her şey benim için çok kıymetlidir. Sonuçtan herkes memnun kaldı. Hem makarnadan hemde sostan . O zaman ne bekliyoruz haydi sos yapmaya :)

İşte Tarif :

10 diş sarımsak
2 paket fesleğen
1 çay bardağı dolmalık fıstık
1 çay bardağı parmesan peyniri
1 çay bardağı zeytinyağı
1 çay kaşığı tuz
1 çay kaşığı karabiber

Dolmalık fıstıkları tavada rengi dönene kadar kavur,sırası ile tüm malzemeleri mutfak robotuna alıp krema kıvamına gelene kadar mutfak robotunda  iyice öğüt .Bir tarif bu kadar mı kolay olur :) tarifin hepsi bu kadar . Sonra sosu isteğiniz tipte makarna ile kullanabilirsiniz .
Fesleğen sevenlerin vazgeçemeyeceği bu tarifi sevdikleriniz ile paylaşmanız dileği ile ...

Afiyet Olsun :)


14 Ekim 2017 Cumartesi

Mercimeğin Çorba Hali :)



Çorba desem eminim ki bir çoğumuzun aklına ilk mercimek çorbası gelir ... Elbette benimde aklıma gelen çorba da  mercimek çorbası . Yapması kolay tadı bir o kadar lezzetli olan bu çorbayı sizlerle paylaşmak istedim .

İşte malzemelerimiz :

2 su bardağı kırmızı mercimek
1 adet orta boy patates
1 adet orta boy soğan
1 adet havuç
1 adet kırmızı biber
2 diş sarımsak
2 yemek kaşığı zeytin yağı
10 su bardağı su
kimyon
karabiber
tuz

üzeri için

1 yemek kaşığı tereyağı
1 tatlı kaşığı domates salçası

işe mercimekleri yıkamakla başlıyoruz. Yıkadığımız mercimekleri bir kenarda süzülmeye bırakıp , zeytin yağını bir tavaya alıp , ocağın altını yakıyoruz. Yemeklik doğradığımız soğanı ve sarımsağı düdüklü tencerede pembeleşene kadar kavuruyoruz . Küp küp doğradığımız patates ve havucu da soğanların üzerine ekleyip sebzeler yumuşayana kadar kavuruyoruz. En son yıkadığımız mercimeği de tencereye ekleyip biraz kavurduktan sonra 10 su bardağı suyu ekleyip düdüklü tencerenizin sebze pişirme ayarına göre ayarlayıp kapağını kapatıyoruz. Ben düdüklü tencerede pişirmeyi daha kolay buluyorum , ancak siz normal tencereye yapmak isterseniz de tüm sebzeler iyice yumuşayana kadar pişirmeniz gerekiyor. Gelelim düdüklü tencereye , tencerenizin kapağını kapattıktan sonra içerisinde yeterli basıncın oluşması için bir süre beklememiz gerekiyor. Yeterli basınç oluştuktan sonra tenceremiz ses çıkarmaya başlayacak ki ben bunu çok eğlenceli buluyorum :) İşte tam da bu dakikadan itibaren yaklaşık 10 dakika sebzelerin pişmesi için yeterli olacaktır. :) Pişen çorbamızı el blender  ile pürüzsüz bir hal alana kadar eziyoruz . Çorbanın koyu olduğunu düşünüyor iseniz sıcak su ile kıvamını açabilirsiniz :)


Servis ederken  üzerine bir tavada erittiğimiz tereyağı ile domates salçası karışımını dökebilirsiniz . Ben genelde sos ve çorbayı karıştırıp birlikte servis ediyorum :)

Afiyet olsun :)