Bu Blogda Ara

18 Kasım 2014 Salı

Acı Biber Reçeli :)




 Reçel ve acı birbirine ne kadar uzak ise de denediğinizde elde edeceğiniz sonuç harika oluyor. Acı biber reçelini aynı zamanda sos olarak yemekleriniz yanında kullanmakta da mümkün . Aklınızdan neden bu reçel, denediğim ve sizlerle paylaştığım geçiyor olabilir . Öncelikle ilginç şeyleri denemek ve tatmak benim için vazgeçilmez bir heyecan . ikinci olarak da oğlum için acı tatlar hayatının vazgeçilmezi . Elbette hayat oğluma ve tüm çocuklarımıza hep tatlılıklar getirsin demeden de geçemeyeceğim ... Sonuç olarak oğlum çok beğendi acı biber reçelini :) Tarifine gelince ;

6 adet kapya kırmızı biber
14 adet acı kırmızı sivri biber
2.5 bardak şeker
1 bardak soğuk su



Tüm biberleri çekirdeklerini çıkartıp küçük küçük doğruyoruz. Acı biberleri doğramak biraz zahmetli oluyor DİKKAT . Doğramış olduğumuz biberleri kapaklı bir tencereye koyup üzerine şekeri döküyoruz ve tencerenin kapağını kapatıyoruz. Bu halde 8 saat kadar bekletiyoruz. Ben gece yapıp sabaha kadar beklettim . Sabah tencerenin kapağını açtığımda biberler iyice suyunu bırakmıştı . Tencereye 1 su bardağı suyu ekleyip  kısık ateşte yanan ocağa koyuyoruz . Kaynamaya başlayınca üzerinde biriken kırmızı köpükleri alıp bu halde 45 dakika kadar kaynatıyoruz . Sürenin sonunda ocağı orta ateşe getirip 15 dakika daha koyulaşmasını bekliyoruz. . Ocaktan aldığımız reçelimizin üzerine iki yemek kaşığı limon suyu ekleyip soğumaya bırakıyoruz . Soğuyan reçeli kavanoza koyarak dolapta saklıyoruz :)

Afiyet olsun  :)

14 Kasım 2014 Cuma

Biraz Farklı Elmalı Turta :)


Elma ve elmalı tarifleri hem yapmayı hemde yemeyi çok severim . Elma ailemizin ve evimizin vazgeçilmez meyvelerinden biri aslında .

Denediğim ve klasik turtalardan farklı bir tarif size anlatacağım bu tarif

işte malzemeleri 

Taban hamuru :

100 gr oda sıcaklığında tereyağı
2.5 su bardağı un
1 adet yumurta
1 çay bardağı şeker
yeterince buzlu soğuk su ( ihtiyaca göre kullanılacak , yaklaşık olarak 1-2 yemek kaşığı )

iç harcı için :

1 tatlı kaşığı tarçın
100 gr ince çekilmiş ceviz içi
2 yemek kaşığı esmer şeker

Üzeri için :

3 adet sert elma
2 adet yumurta akı
1 çay bardağı şeker
150 gr ince çekilmiş ceviz içi
1 yemek kaşığı galeta unu
1 portakal kabuğu rendesi

Taban hamuru için tüm gerekli olan un, tereyağı , şeker ve yumurta bir kaba alınarak yoğrulur. Hamur ele yapışmayacak ve yumuşak kıvamda bir hamur olmalı . Eğer hamurda kıvam sorunu olur ise 1 yada 2 yemek kaşığı kadar buzlu soğuk su hamura eklenebilir. Yoğrulma işlemi bittiğinde hamuru 15-20 dakika kadar dinlenmeye bırakıp , diğer tarafta iç malzemesini hazırlamaya başlayabiliriz . İç malzemesi için gerekli olan esmer şekeri ,cevizi ve tarçını bir kapta karıştırmak yeterli olacaktır. :)
Dinlenmiş olan hamuru un serptiğimiz tezgaha alıp iki bezeye bölüyoruz. Her bir bezeyi yeterli miktarda un ile kare şeklinde açıyoruz. Hamur 1 mm kalınlığında , yani aslında açabildiğimiz kadar ince olacak . Açmış olduğumuz hamurun üzerine ceviz ve tarçın ile hazırladığımız iç malzemesi ile kaplayıp elimizde bastırarak iç malzemesini hamur ile buluşturuyoruz :) şimdi işin eğlenceli kısmı başlıyor . hamuru rulo halinde sarmak . Amma da uzun bu iş demeyin ve sakın vazgeçmeyin . Emin olun çıkan turta bir sanat eseri olacak . Rulo halinde sardığımız hamurdan 1 cm kalınlığında parçalar kesip , tabanına yağlı kağıt serdiğimiz kelepçeli kek kalıbının  tabanı ve yanlarına döşemeye başlıyoruz . Yaklaşık aşağıdaki gibi bir şekil olacak işimiz bittiğinde :)








Hazırlanmış olduğumuz tart tabanını önceden ısıtılmış fırında 180 derecede 15 dakika kadar pişir.
Turta tabanımız pişerken turtamızın içini hazırlamaya başlıyoruz. Elmaları rendeleyip ince çekilmiş ceviz ceviz ,portakal kabuğu rendesi , galeta unu , şeker ve yumurta akı ile iyice karıştırıyoruz .
Pişen turta hamurunu fırından çıkartıp ilk sıcaklığı geçene kadar 5 dk kadar bekletiyoruz . Soğuyan turta hamuru üzerine hazırladığımız elmalı karışımı ekleyip kek kalıbını tekrar fırına veriyoruz . Fırın sıcaklığını 200 derece olarak ayarladıktan sonra 20-25 dakika daha pişiriyoruz .

işte sonuç ;



Afiyet olsun  :)


13 Kasım 2014 Perşembe

Yeşil domates kavurması



Sonbaharın gelmesi ile bahçemizde kızarmayan yeşil yeşil domatesler kaldı elimizde . Domatesleri ne yapabilirim derken annemin tarifi imdadıma yetişti. ortaya çıkan sonuç çok lezzetli oldu benden söylemesi :)

6 adet orta boy yeşil domates 
2 diş sarımsak 
1 orta boy soğan 
1 kahve fincanı pirinç
zeytinyağı 

Öncelikle domatesi ve soğanı küp küp doğruyoruz . Sarımsağı ise ince ince doğruyoruz. Bir tencereye zeytinyağı koyup soğan ve sarımsağı tencereye iyice kavuruyoruz. Kavrulan soğanların üzerine doğradığımız domatesleri ekleyip kavurmaya devam ediyoruz. Tam bu aşamada domatesler su bırakmaya başlayacak . Pirinç ile birlikte 1 fincan sıcak suyu tencereye koyup kapağı kapatıyoruz. 
Ocağın altını orta ateşe ayarlamayı unutmayın :) Pirinçler pişene , domatesler yumuşayana kadar yemeğimizi pişiriyoruz. 

Şimdiden afiyet olsun :)


11 Kasım 2014 Salı

Kayram Sünnet oldu , Halası ona sünnet sabunu yaptı :)


Evi tatlı bir heyecan sardı ... Kayra'm sünnet oldu . sünnet töreninde dağıtılmak üzere bir şeyler yapmaya karar verdik Nur ile . Nur bu arada benim kız kardeşim Kayra'nın da annesi olurlar :)
Sabun ile yaptığımız ve süslediğimiz şekerlerimiz  karşınızda . Allah inşallah damat olduğu günleri de göstersin ...

10 Kasım 2014 Pazartesi

Ekşi Maya Tadında Ekmek ...







Ekmek yapmak hep dikkatimi çekmiştir ne dense . Bulduğum her tarifi denemeye , elime geçen her çeşit unu mutlaka ekmek yaparak denemeye çalışırım hep . Ekmek pişen mutfağımı ve fırından yeni çıkmış ekmeği ne izlemeye nede koklamaya doyamıyorum . Bu tarifi okur okumaz kolları sıvadım yapmak için .

İşte tarifi :

3 su bardağı un
1.5 su bardağı ılık su
2 çay kaşığı tuz
yarım çay kaşığı kuru maya

Tüm malzemeler derin kaba alıp  bir çatal yardımı ile tüm malzemeleri güzelce karıştırıyoruz ve kabın üzerini streç film ile kaplayıp daha sonra bir havlu ile kabın çevresini güzelce sarmak gerekiyor ve kabı gözümüzün önünden olmayacak şekilde 16 saat unutuyoruz. Evet evet doğru okudunuz hamura 16 saat dokunmuyoruz :) . Benim gibi 7 aylık doğmuş ve sabırsızlık konusunda bir çok hikayesi olan biri bile dayana bildiyse sizde yapabilirsiniz . Biraz sabır :)
16 saat sonunda mayalanmış olan hamur un serpilmiş tezgaha alınır ve beze haline getirilir. Bu arada hamur oldukça yapışkan oluyor. Bundan dolayı tezgah ve ellerimizi iyice unlamak gerekiyor. Beze haline getirilen hamurun üzerine bir kap kapatılır ve 2 saat daha dinlenmeye bırakılır.
Fırın 210 derecede ısıtılan fırında ekmeğin pişeceği kap yarım saat kadar fırın içinde ısıtılacak . Bu arada önemli bir not ekmeğin pişeceği kap kapaklı olması ve döküm olması şart . 2 saat mayalanma süresi sonunda pişmeye hazır olan hamuru fırın içinde ısıtılmış olan kaba dikkatlice yerleştirip kabın kapağını kapatıyoruz . Bu halde  iken ekmeğimizi 30 dakika boyunca kabın kapağını açmadan pişiriyoruz . 30 dk sonunda fırının derecesini 190 dereceye düşürüp kabın kapağını da açıyoruz ve ekmeği 20 dakika daha fırında pişirmeye devam ediyoruz. Bu sürenin sonunda fırını kapatıp fırın kapağını aralık  bırakarak ekmeği 10 dakika daha fırında bırakıyoruz. Fırın kapağı açılınca mutfağı sanki taş fırında ekmek pişmiş bir fırında  gibi hissettiren kokular dolduruyor.

Resim ile anlatmak gerekirse kısaca aşağıdaki gibi oluyor :)


İşte sonuç :)



Döküm bir tencere yok ise evinizde kapaklı bir borcam da işinizi görecektir. 

Afiyet Olsun :)



6 Kasım 2014 Perşembe

Bal kabağı Çorbası






Tam mevsimi aslında Bal kabağının . O turuncu rengi benim kendine çekmiştir. Sitedeki karşı komşumun bahçesinde özenle yetiştirdiği organik bal kabağını kapımızı çalıp bize hediye ettiğinde aslında yapmayı düşündüğüm şey tatlı idi . Diğer taraftan bal kabağı çorbasını duymuş ama hiç deneme fırsatım olmamıştı.
Hazır bal kabağını bulmuşken mutfakta kolları sıvayıp çorba yapmaya başlarken buldum kendimi :) Sizinde mutfağa girince gözünüz dönüyor mu ?

Çorbanın tarifi çok kolay ve sonuç mükemmel oluyor .

750 gr bal kabağı
1 adet büyük soğan
1 adet orta boy patates
1 adet yıldız anason
tuz , karabiber
müskat rendesi
5 su bardağı , tavuk suyu yada sebze suyu

çorba piştikten sonra ,

2 yemek kaşığı krema yada 2 çay bardağı süt

Öncelikle bal kabağının kabukları soyulup kolay pişmesi için orta büyüklükte parçalara ayırıyoruz . Diğer tarafta patates ve soğan içinde aynı işlemi yapıyoruz . Soğanı biraz daha küçük doğrayabilirsiniz. Çorbayı pişireceğimiz tencerede 2 kaşık kadar tereyağı ile soğanı biraz kavuruyoruz sonra sırası ile patatesi ve bal kabağını tencereye ekleyip 3-4 dakika kadar kavuruyoruz. Kavrulan sebzelerin üzerine baharatları ekleyip , 5 bardak suyu ekledikten sonra tencerenin kapağını kapatarak sebzeler iyice yumuşayana kadar pişiriyoruz . Ben düdüklü tencerede 15 dk kadar pişirdim :)
pişen sebzelerin içinden yıldız anason alınıp karşım blanderdan geçirilerek pürüzsüz bir kıvam elde edilir . En son karışıma ben 2 çay bardağı süt ekledim ve çorba hazır :)

Çorbanın üzerine krema gezdirerek sıcak olarak servis edilir .

Afiyet olsun :)

3 Kasım 2014 Pazartesi

Muz Reçeli








Evet evet doğru okudunuz , Muz Reçeli ... Muz evimizin vazgeçilmez meyvelerinden biridir. Potasyum yönünden oldukça zengin olan muz son derece besleyici bir meyvedir. Çocukluğumdan aklımda kalan görüntülerden biri de babamın evimize alıp getirdiği muz salkımları ...  Genelde çiğ olarak tüketsek de ev halkı reçel halini de çok sevdi :)

Tarifine gelince ;

500 gr muz  ( çok yumuşak olmasın )
250 gr şeker
1 paket vanilya
yarım limon suyu



Muzların kabuklarını soyup dilimliyoruz . Üzerine vanilya ve şekeri döküp 45 dk kadar kapaklı bir tencerede dinlenmeye bırakıyoruz ki şeker ve vanilya muzlara iyice işlesin . Dinlenmiş olan muzların üzerine yarım limonun suyunu döküp kısık ateşte ocağa koyuyoruz. Burada püf noktası reçeli karıştırmamak . Eğer sizler benim gibi 7 aylık doğmadıysanız bunu başaracağınıza inanıyorum . Sabırlı olun lütfen :)

Kaynamaya başlayan muz reçelini 5 dk daha pişirip  ocaktan alıyoruz . Sıcakken kavanozlara koyup , ağzını sıkıca kapatıyoruz. Serin bir yerde saklıyoruz.

Markette gezerken ( ki ben en çok marketleri seviyorum gezme konusunda :) ) baharat bölümünde gerçek parçacıklı vanilya şekeri diye bir şeye rastladım . Reçeli yaparken kullandım ve inanın bana mutfak vanilya kokusu ile doldu . Eğer vanilyayı seviyor iseniz reçeli yaparken Normal şekerli vanilin yerine Gerçek Vanilya parçalı şekerli vanilin kullanmanızı tavsiye ederim

Kullanırken ister kahvaltılarda ekmeği sürerek , ister keklerin yanında sos olarak , pankek yada waffle ile afiyetle tüketiyoruz .

Afiyet olsun :)